Bir insani görevin yarısı vatana, diğer yarısı ise halka hizmettir …

Beyoğlu Belediye Başkanlığım halkımız tarafından takdir edildiği vakit; ilk şunu düşündüm: “Bu benim için standart bir Belediye Başkanlığı’nın ve onun getireceği sorumluluklarının da ötesinde tarihi bir emanet. İstanbul’un binlerce yıllık köşesinin, bana güvenen on binlerce insan tarafından ellerime bırakması. Farklı medeniyetlerin ve kültürlerin, farklı yaşamların, kutsal değerler bütününün saklı kaldığı coğrafyanın, benim hizmet aşkımla değerine değer katacak olması.”

Hizmet etmekte tıpkı ibadet etmek gibi insana huzur veren, ruhunu aydınlatan bir vazife. Fransız romancı Victor Hugo’nun takdire şayan, “Bir insani görevin yarısı vatana, diğer yarısı ise halka hizmettir” sözleri ile aslında hizmet etmenin kendi iç dünyamıza yaptığımız bir iyilik olduğunu anlıyoruz. Beyoğlu’na hizmet etmek, bir anlamda “insani bir görev” için seçilmiş olmaktan mutluyum.

Pek çok mekan orada yaşayanlara aitken, Beyoğlu herkesindir. Tarihin, kültürün, sanatın, farklı medeniyetler ile yaşam biçimlerinin ve terakkiye imkân veren ilhamın, bir mozaik olarak iç içe bulunduğu Beyoğlu’na sahip çıkmak, bir anlamda manevi bir mirasa sahip çıkmak ile eşdeğerdir.
İnsanımızın güvenli, huzurlu ve sorunsuz hayatlarını vazifem dairesinde mümkün kılmak için çok çalışmalıydık. Ve öyle de yaptık. 1857’de “Altıncı Daire-i Belediye” olarak kurulup kamusal hayatımıza “modern belediye” kavramını hediye eden, şehircilik anlayışında bütün yeniliklerin ilk denendiği, taze fikirlerin uygulanması için dirayet gösterildiği; ilhamın, icadın ve inancın kavşak noktası Beyoğlu. Sevgisini göğsümüzde nişan gibi taşıdığımız, hayat felsefemizin başkahramanı, İstanbul’un başlangıç noktası.

Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından aday gösterilip, Beyoğlu’nun kıymetli sakinlerinin verdiği emaneti teslim aldığım günden bugüne her sokağından, her köşe başından, her kaldırım taşından mesul olmaktan mutluluk duyduğum semt Beyoğlu. İki yüzyıllık tarihi bir binada hizmet vermekte en az Beyoğlu’nu yaşamak kadar heyecan verici. Hal böyleyken Belediyemizin dinamik, değişime açık ve öncü uygulamaların adresi olması her zaman korumamız gereken bir özellik. Çünkü dünyanın incisi İstanbul ise İstanbul’un incisi de şüphesiz ki Beyoğlu. Bu anlamda yükümüzün hep farkında olduk. Gerek sahada gerekse masa başında özveriyle çalışmak bizim pusulamız oldu. Tüm dünyayı ölümcül bir virüs ile pençesine alan pandemi sürecinde, mega kentlerde zamanın durduğu 2020 yılında, Beyoğlu’nda hayatın alışılmış şekilde akması için gayretimizi esirgemedik. Güzel ilçemizde “zaman sadece şimdiye değil, geçmişe ve geleceğe de aittir” düşüncesiyle köşemize çekilmeyi reddettik. Sahip çıkılması gereken bir geçmiş, yaşanması gereken bir şimdi ve inşa edilip durmadan geliştirilmesi gereken bir gelecek vardı.

“Sanat ve sanatçı” denildiği zaman, içinden “Beyoğlu” geçmeyen tek bir cümle kurulmamıştır. Biz de aslında yüzölçümü kilometrekarelerle ölçülen devasa bir “sanatevine” Belediye Başkanı olduğumuzun ilk günden farkındaydık. Ve bu farkındalığımız Beyoğlu’na yeni kültür mirası bırakma gayretimizi daha da arttırdı. İstanbul’un kültür rotasını Beyoğlu Kültür Yolu Projesi’nin altına imza atarak yeniden çizmeye başladık. Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Emek Sineması, Atlas Pasajı İstanbul Sinema Müzesi ve Taksim Camii Kültür Merkezi ile devam ederek Atatürk Kültür Merkezi Beyoğlu’na yakışır bir şekilde kültür ve sanat noktaları olarak yükselecek. Kimileri restorasyon çalışmaları ile yeni bir çehreye bürünürken kimileri yenileri yeniden inşa edilerek sanatseverlerle buluşacak. İşte Talimhane Sahne… Tiyatro oyunları, konserler ve sinema gösterimleri için bugün halkın hizmetinde. Yine “Akıllı Şehir” konseptinin işlerliği ve uygulama alanının genişletilmesi, Smart Beyoğlu’nun gittikçe büyük bir hizmet skalasına ulaşması için devamlı çalışıyoruz. Galataport ve Tersane İstanbul gibi, istihdam imkanı da sağlayacak, göz kamaştıran iki dev proje de en önemli önceliklerimiz arasında. Bu iki proje, pandeminin beynelmilel sahada tesirli olmuş engellerini aşarak, yavaş yavaş sağlam adımlarla yolculuğuna devam ediyor. Beyoğlu’nun önemli ve geleceğini şekillendirecek vizyonlarından biri olan “turizmin canlanması”; bu iki dev proje ile daha da ivme kazanacak. İlçenin “cazibe merkezi” olmasının önünü açacak olan Galataport ve Tersane İstanbul Projeleri sayesinde bölge yeni çehresi ile yeniden şekillenecek.
“Denizden gelen şehir” demiş eski bir gezgin sahilden Beyoğlu’na doğru çıkarken. Denizin bereketini yeniden Beyoğlu ile buluşturmak istiyoruz. Hem ciddi bir istihdam hem de büyük bir ticari hareket getirecek olan bu iki proje aynı zamanda kültürlerin içinde kaynadığı Beyoğlu’na yeni bir pencere daha açacak. Latince bir atasözü der ki: “Ağır ağır acele et.” Bütün büyük başarılar, uzun süreye yayılmış plan, proje ve uygulamaların eseridir. Ki “iyi belediyecilik” anlayışının da dayandırılması gereken felsefe budur. Zamanı aşmak için zamanı iyi değerlendirmek gerekir. Bizim zamanımızın tümü Beyoğlu için harcanıyor, öyle de olmaya devam edecek. Geçmişi gelecek ile buluşturacak projeler bir bir hayata geçecek. Yeni Kaymakamlık Binası, yeni Evlendirme Dairesi, Millet Bahçesi, Mahalle Bahçeleri, Gençlik Merkezleri, Kütüphaneler… Beyoğlu’nda mücevher gibi parlayacak değerli projeler. İnsanı esas alan hizmet anlayışımızın öne çıktığı Beyoğlu’nda; yaşamın olmazsa olmaz önceliklerinden “istihdamın sağlanması”, ilçede ikamet eden vatandaşlarımız kadar bizim de önceliğimiz. Aynı şekilde daha güzel ve yaşanabilir bir “çevre özlemi”, bizleri daha çok çalışmamız, bu alanda yenilikleri öncelememiz için motive ediyor. Yine gençliğe ve kadına yönelik projeleri sağlam adımlarla bir bir hayata geçirerek; mutlu bir yaşam sürmenin adımlarından biri olan sosyalleşme için imkanlar sunuyoruz.

Ayrıca ilçe sakinlerinin hayatını doğrudan etkileyen son yılların en önemli insani yardım ve iyilik hareketi olan “Sosyal Market”, bizleri sonsuz mutlu eden çalışmalardan biri. Çünkü, “kimsesizlerin kimsesi olmak” bizim için vicdani bir borç. Öte yandan, “şehir yenileme” diğer adıyla “kentsel dönüşüm”, hayata geçirmek için kolları
sıvadığımız insan odaklı prestij projelerimizden bir diğeri. “İnsan odaklı” diyoruz, çünkü Beyoğlu sakinlerini riskli alanlardan daha güvenilir, düzenli, deprem esaslı güzel bir çevreye kavuşturmak, belediyecilik anlayışımızın esaslarından. Piyalepaşa ve Örnektepe kentsel dönüşümlerinin ardından Okmeydanı’nda yapılacak dönüşüm çalışmaları ile vatandaşlarımız yaşanabilir yeni mahallelerinde gönül rahatlığı ile oturabilecek. Gelecek nesillere çevre hassasiyetimizi intikal ettirebileceğimiz, doğanın, kültürün, kentlilik bilincinin korunduğu, hep birlikte daha yaşanabilir şehirlerde bir araya gelebildiğimiz yeni yaşam alanları oluşturmayı umut ediyoruz.

İstanbul’a bakan ilk Beyoğlu’nu görür. Aklına İstanbul düşenin ilk Beyoğlu geçer rüyalarından. Sokaklarına özlem, her köşe başına kavuşma vardır gerçek bir İstanbul sevdalısının aklında. O yüzden diyoruz ki; “güzel bakan güzel görür.” Beyoğlu’na bakanın da yolu düşenin de güzelliklerle karşılaşması gerekir. Bütün çabamız, arzumuz, çalışma şevkimiz “Güzel Beyoğlu” için. Güzel emeksiz olmaz. Herkesin huzurla yaşayacağı “Güzel Beyoğlu” için hep birlikte emek vermeye devam edelim.

Adımız Beyoğlu ile anılacaksa mirasımız da güzel olsun.

Beyoğlu seninle güzel.

Haydar Ali YILDIZ
Beyoğlu Belediye Başkanı